Daha önce yapımı planlanan hidroelektrik santraline (HES) karşı bir araya gelen ve projeyi iptal ettiren AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti İlçe Başkanları ile 12 köy ve mahalle muhtarı, bu kez de ilçenin Levent Köyünde, 99 hektar alanda açılması planlanan taşocağına karşı birleşti.
Bal Ormanında Taşocağı!
Tarım ve Orman Bakanlığı’nca ‘Bal Ormanı’ ilan edilen ve nesli tükenme tehlikesi altındaki kırmızı benekli alabalık, su samuru ve su kertenkelesinin yaşadığı dereyi de kapsayan Hemşin Vadisi’ndeki Levent Köyünde, ‘Naiboğlu’ adlı firma tarafından taşocağı projesi hazırlandı.
Şirketin toplam ruhsat alanı 99 hektar olan arazide ilk aşama için 24,7 hektarlık alan için yaptığı başvuruda ‘ÇED Gerekli Değil’ kararı verildi. Yöre halkı, doğal yapının bozulmaması için yol dahi yaptırmadıkları ormana açılmak istenen taşocağı projesine karşı hukuk mücadelesi başlattı, 2018 yılının Aralık ayında iptal davası açtı.
Tarafları dinleyen, sunulan raporları inceleyen Rize İdare Mahkemesi, ‘ÇED Gerekli Değil’ kararını iptal etti. Şirketin temyiz başvurusu üzerine Danıştay 14.Dairesi, Bilirkişi İncelemesi yapılması talebiyle kararını bozdu. Dosyanın iade edildiği Rize İdare Mahkemesi’nde taşocağına ilişkin hukuki süreç devam ediyor.
4 Parti, 12 Muhtar Birleşti
Organik Tarım Havzası olarak ilan edilen Hemşin’de daha önce yapımı planlanan HES’e karşı bir araya gelip, projeyi iptal ettiren siyasi parti ilçe başkanları ile köy ve mahalle muhtarları, bu kez de taşocağına karşı birleşerek, ortak bildiriye imza attı.
Vadilerini korumaya kararlı ilçe halkı, nesli tükenme tehlikesi altındaki kırmızı benekli alabalık, su samuru ve su kertenkelesinin yaşadığı dere ile bal ormanlarını kapsayan Hemşin Vadisi’nde taş ocağı istemediklerini vurguladı.
Ortak Bildiri
Yayınlanan ortak bildirisinde, şunlar kaydedildi:
“Bizler Hemşin Muhtarlar Derneği ve siyasi partilerin ilçe başkanları olarak ilçemize bağlı Levent Köyü sınırları içinde taş ocağı açılarak doğanın ve geleceğimizin yok olmasını istemiyoruz.
Açılmak istenen taş ocağı 99 hektar alanı kapsamaktadır. Bu alan içerisinde kestane, kızıl ağaç, gürgen, çam, ladin, kayın, dağ karayemişi, likapa gibi ağaç çeşitliliği bulunan zengin bir ormanlık alan bulunmaktadır. Bu ormanlık alanda nesli tükenmekte olan geyik, karaca, dağ keçisi, ayı, domuz, çakal, kurt, tilki, kurt, sülün atmaca, kartal, şahin, baykuş, dağ tavuğu, çok çeşitli kuşlar, yılan, kertenkele gibi sürüngenlerin bulunduğu zengin bir yaban hayatı vardır. Bölgedeki dere ve ırmaklarda nesli tükenmekte olan kırmızı benekli alabalık, su samuru, su kertenkelesi (semender) yaşamaktadır.
Bölge, Tarım ve Orman Bakanlığınca Bal Ormanı ilan edilmiştir. Bölgede organik tarım yapılmaktadır. Taşocağı yapılmak istenen alan yerleşim alanına ve karayoluna 400-500 metre mesafededir. Üç-dört köyün suyu bu alandan temin edilmektedir. Projenin gerçekleşmesi demek bütün bu sayılan güzelliklerin yok olması anlamına gelmektedir. Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa’nın ‘Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunması’ sözleşmesi gereğince bölgenin koruma altına alınması gerekmektedir. Anayasamızın 56.maddesi uyarınca devlet ve vatandaş olarak doğal hayatı birlikte korumak görevimizdir. İlgililere ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.”
Doğanın Bozulmasını İstemiyorlar
Muhtarlar Derneği Başkanı Sabri Kobal, ilçedeki bütün muhtarlar ve siyasi parti başkanlarının bir araya geldiğini belirterek, “Burada yapılacak taş ocağına karşı olduğumuzu belirttiğimiz bir bildiri yayımladık, hepimiz altına imzamızı attık. Hemşin halkı olarak doğamızın bozulmasını istemiyoruz” dedi.
Levent Köyünde yaşayan Kasım Demirci de, “Anayasaya göre devlet ve millet doğayı korumakla mükelleftir. Bu açıdan biz de devletimizi arkamızda görmek istiyoruz. Karar verecek kurumların bu doğanın tahrip olmaması için gerekli hassasiyeti göstereceğini umuyoruz” diye konuştu.
Köyde yaşayan 81 yaşındaki Sevim Bayraktar ise, “Ormanlarımız bizim hazinemiz. Taşocağı olursa orman kalmayacak. Köylü ne yapacak? Biz bu ormanla hayvanlarımızı besledik, kendimizi besledik. Köyümüzde taşocağı istemiyorum” dedi.
Yol Bile Yapmadık
Köyde arıcılık yapan Murat Yazıcı da, “Bölgede hemen herkes arıcılık yapıyor. Kiminin 3, kiminin 100 kovanı var. Taşocağı yapılacağı yerin 200 metre karşısında peteklerim var. Karakovan arıcılığı bize dedelerimizden kalan bir gelenek. Biz de bu geleneği, öğretildiği şekilde bal ormanımızda gerçekleştiriyoruz. Biz bu ormanlara yol bile yapmadık, doğallığı bozulmasın, diye. Sırtımızda kovan taşıyoruz. Burada taşocağı planlanması bizi şaşırtıyor” diye konuştu.